Duygusal Farkındalığı Geliştirmek Nasıl Olmalı?

Kısa bir zaman öncesine kadar başarı denince sadece IQ, yani akademik zeka önemli görülürdü. Ancak günümüz dünyasında çocuklarımızın duygusal zekası (EQ) en az akademik başarısı kadar kritik bir hale geldi. Çünkü bilgiye ulaşmak artık çok kolay, ama duygularını yönetebilen, stresle başa çıkabilen, başkalarına empatiyle yaklaşabilen çocuklar gelecekte daha mutlu ve başarılı bireyler olacak. Yüksek IQ, çocuğunuza iyi bir okul kazandırabilir; fakat yüksek EQ, ona güçlü ilişkiler kurma, hayatta karşılaştığı zorlukları aşma ve gerçek anlamda mutlu olma becerisi kazandırır. Gelişen dünyada yapay zeka birçok işi devralıyor, ancak insanın duygularını anlama ve yönetme becerisi her zaman kıymetli olacaktır. Bu yüzden çocuğunuzun akademik gelişimi kadar duygusal gelişimine de özen göstermek, ona yapabileceğiniz en değerli yatırımlardan biri.

EQ(Duygusal Zeka) gelişimi üzerine neler yapabilirsiniz?

Çocuklarımızın duygusal zekasını geliştirmek için atılacak en önemli adımlardan biri, duygu farkındalığını desteklemektir. Duygularını tanıyabilen, adlandırabilen ve ifade edebilen çocuklar, iç dünyalarını daha iyi anlar ve çevreleriyle daha sağlıklı ilişkiler kurarlar. Bunun için evde duygular hakkında konuşmak, duygulara alan açmak ve onları somutlaştırarak anlaşılır hale getirmek; evin ikliminde duygulara yer vermek süreci oldukça destekleyecektir.
 
Duygu farkındalığını desteklemenin en kolay yollarından biri, duyguları günlük hayatın bir parçası haline getirmektir. Çocuğunuzun hissettiklerini adlandırmasına yardımcı olmak için “Şu an üzgünsün, çünkü oyuncağın kırıldı” veya “Heyecanlı görünüyorsun, çünkü birazdan parka gideceğiz” gibi cümlelerle onun duygularını yansıtabilirsiniz. (Bu ifadeler sizin ebeveynlik dilinize uygun gelmiyorsa kendi ebeveyn diliniz üzerinden benzer cümleler kurabilirsiniz.) Bu yaklaşım, çocuğunuzun duygularını bastırmak yerine anlamlandırmasını ve kabul etmesine yardımcı olacaktır. Çünkü çocuğunuzun duygularını yansıtırken ona verdiğiniz mesaj: ‘Senin hissettiklerinin farkındayım, seni görüyorum ve tüm bu duyguları anlamlandırman için sana rehberlik etmeye hazırım.’ şeklinde olacaktır. 
 
Duyguları adlandırmak gibi duyguları somutlaştırmak da çocukların onları daha kolay anlamasına ve yönetmesine yardımcı olacaktır. Örneğin, hava durumu metaforu kullanarak: Evine aldığınız büyük hava durumu posterlerinden sonra her bir hava durumunu duygularla eşleştirebilirsiniz.
  • Örneğin: yağmurlu havalar çok üzgün güneşli havalar mutlu gibi,
  • Her gün ya da sık sık “Bugün sende hava nasıl? Güneşli mi, bulutlu mu, fırtınalı mı?” diye sorabilirsiniz. Ya da duyguları renkler, noktalar veya baloncuklar gibi görselleştirmek etkili olabilir.
  • Öfke noktan şu an çok büyük görünüyor, onu nasıl küçültebiliriz? veya şimdi sakinleşiyorsun, sakin noktan büyüyor gibi ifadeler, çocuğun duygularını yönetmesi için ilk adımı atar.

 

Çocuğunuzun öfke noktası büyüdüğünde bizim sinir sistemimizin sakin kalması çocuğa hem o anda hem de yaşam boyu rehberlik edecektir. Sakin bir sinir sistemi ile: şimdi öfke noktan kocaman oldu. Onu nasıl daha küçük hale getirebiliriz. Noktanın içindeki öfkeyi uçurursak küçülebilir gibi; başka nasıl öfkeni gösterebilirsin düşünelim’ gibi yaklaşımlar süreci kolaylaştıracaktır.
 
Duygulara alan açmak da duygusal zeka gelişiminin önemli bir parçasıdır. Çocukların duygularını ifade etmelerine izin vermek, onları yargılamadan dinlemek ve ihtiyaç duyduklarında onlara destek olmak, güvenli bir duygusal ortam yaratır. Çocuklar 3,5 yaşına kadar her gün kısa sürelerle ağlarlar ve bu sağlıklıdır. Çocuğunuzun ağlamasına alan açmak duygusal farkındalığı arttırır. Bazen sadece “Bu gerçekten çok sıkıcı haklısın, bu lezzetli, evet önce tabletini almak istiyorsun” demek bile çocuğunuzun anlaşıldığını hissetmesini sağlar. Çok sıkıldığı için yaptığı işi ya da ödevi yapmayı bırakmayacak ya da tableti o an almasına izin vermeyeceksiniz evet ama onu görmüş ve duygularına alan açmış olacaksınız. 
 
Duyguların geçici olduğunu anlatmak, olumsuz duyguların da doğal olduğunu kabul etmek ve problem çözme becerilerini desteklemek, çocuğunuzun duygusal dayanıklılığını artıracaktır. ‘Şöyle bir şey olmuştu hatırladın mı? O zaman öfke noktan kocaman olmuştu ama sora onu küçültmenin bir yolunu bulmuştun.’ Gibi örneklerle duyguların geçiciliğine vurgu yapmak duygusal farkındalığı arttırma sürecinize destek olacaktır. Çocuklar duygularını nasıl yöneteceklerini bizden öğrenirler. Onlara bu konuda rehberlik etmemiz yaşamları için büyük önem taşır.
 
Onların davranışlarına büyük tepkiler vermek, onlara bağırmak, eleştirmek ve ne yapacaklarını sürekli söylemek; onları özgüvensiz, pasif, duygularını yönetemeyen ve bağımlılığa yatkın bireyler haline getirecektir. Senin yaşadığın zor duygular karşısında(oyuncağı koltuğun arkadaşına düştü diye olsa bile) sinir sistemimi yatıştırarak sana rehberlik etmeye hazırım mesajı vermek kıymetlidir. Evde duygu farkındalığını artırarak, onların hem kendileriyle hem de çevreleriyle daha sağlıklı ilişkiler kurmalarına destek olabilirsiniz. Duygular hakkında konuşulan, ifade edilmesine izin verilen ve empatiyle karşılanan bir ortamda büyüyen çocuklar, hayat boyu daha güçlü ve dengeli bireyler olurlar.
 
Siz de çocuğunuzun duygularını daha iyi anlamasına yardımcı olmak ister misiniz? Online Terapi görüşmelerle, alanında uzman Online Psikolog'dan destek alabilirsiniz.